
Her Çocuk Eşsizdir
ÇOCUKLUĞUN İLK YILLARINDA GENELLİKLE EBEVEYN GÖZLEMLERİ SONUCU TEŞHİS EDİLEN OTİZM FARKLI BELİRTİLERLE KENDİNİ GÖSTERSE DE, YAPILAN ARAŞTIRMALAR BİZE BİR KEZ DAHA HER ÇOCUĞUN EŞSİZ OLDUĞU GERÇEĞİNİ HATIRLATIYOR
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) ya da bilinen adıyla otizm, sosyal etkileşimi, davranışı ve iletişimi etkileyen nörogelişimsel bir durum olarak özetleniyor. Belirli davranış sınırlarının dışına çıkamayan ya da tekrarlayan davranış kalıplarını içeren otizm, bireyin başkalarını nasıl algılayıp, nasıl sosyal etkileşimde bulunduğunu belirlediği için iletişimde sorunlara neden olabilen bir tanım olarak tıp literatüründe yer alıyor.
Genellikle doğumdan sonraki ilk yıllarda belirtilerini gösteren otizm, bazı vakalarda ise ilerleyen dönemlerde kendini gösteriyor. Etkileri kişiden kişiye farklılık gösterdiği gibi bazı otizmli bireyler hayat boyu desteğe ihtiyaç duyarken bazıları ise bağımsız olarak yaşayabiliyor.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinde yapılan araştırma* yaklaşık 54 çocuktan 1'inin otizm spektrumunda olduğunu gösterirken aynı araştırma erkek çocuklarda, kız çocuklara oranla dört kat daha fazla OSB teşhisi koyulduğunu belirtiyor. Ülkemizde yapılan araştırmalar ise önceki yıllara oranla otizmli bireylerin sayısında artış olduğunu söylüyor.
Otizmli bireyler dünyayı farklı bir biçimde algılıyor. Işık, ses ve tat gibi uyaranlara dahaduyarlı olup, aynı anda birden fazla duyunun uyarılması sonucunda duyusal aşırı yüke maruz kalabiliyorlar. Dolayısıyla alışveriş merkezine gitmek sizin için sıradan bir eylemken otizmli bireyler için bunaltıcı ve yorucu bir aktivite olabiliyor.
Belirtiler karşısında uzman görüşü çok önemli
Çocukluk döneminin başında göz temasından kaçınma, ismi söylendiğinde yanıt vermeme, başkalarıyla oynamaktan çekinme, yüksek sese aşırı tepki verme, oyuncakları ve nesneleri aşırı bir titizlikle sıralama, sarılmaktan kaçınma, rutinin bozulmasından rahatsız olma, atipik bir konuşma kalıbı, karşısındaki insanın duygularını anlama ve kendi duygularını ifade etmede zorluk yaşama vb belirtiler, çocukla birebir iletişimde olan kişilerin gözlemleyeceği konular arasında...
Her ne kadar bu belirtilere dikkat edilmesi söylense de bu konuda mutlaka bir çocuk nörologu veya psikiyatrı muayenesi sonrası karar verilmesi gerekiyor. "Her alanda olduğu gibi burada da her çocuk farklı ve özeldir. Onları gözlemlerken hassas olunması gerektiği unutulmamalı ve karar verirken genelleyici olmaktan kaçınılmalıdır."
Otizm teşhisi koyulan bir çocuğu okul hayatında neler bekler?
Bazı otizmli çocuklar öğrenmede zorluk çekip, ortalamanın altında bir zekaya sahip olma belirtileri gösterirken bazıları ise normal ve hatta normalin çok üstünde bir zekaya sahip olabiliyor. Araştırmalar, 10 otizmli çocuktan birinin belirli bir alanda olağanüstü kabiliyete sahip olduğunu gösteriyor. Küçük yaşta olmasına rağmen bir müzik aleti çalmada ileri seviyede başarı, karmaşık rakamları yüksek hızla hesaplama ya da ezber yeteneğinin beklenenin üzerinde olması gibi yetenekler bu duruma gösterilen örnekler arasında...
Bunun yanı sıra hızlı öğrenme yetisi gelişmiş olan bu çocuklar karşılıklı iletişim veya sosyal hayat söz konusu olduğunda ise uyum sağlamakta zorlanabiliyor. Konusunda uzman eğitmenler ve terapistlerle yürütülen eğitim ve terapi çalışmaları çocukların hem gelişimi hem de sosyal hayattaki iletişimlerinin güçlenmesini destekliyor.
*Araştırma detaylarına https://www.cdc.gov/ncbddd/autism/data/index.html adresinden ualaşabilirsiniz.